30.4.09
İsimsiz blog .
25.4.09
Nostalji
24.4.09
Getting Complicated
- İnsanların tanıdığı, göz önünde olan bir ilişki olurdu olası ilişkim .
- Erkek arkadaşım dediğim insan, tasarladığımdan çok başka biri olurdu.
- Yakın arkadaşlarıma onu anlatmak istesem de , onların mutlaka bir önyargısı olurdu onun hakkında ve bir türlü onu istediğimce övemezdim.
- Yavaş yavaş herkes hakkımızda konuşmaya başlardı.
- Sıkılırdım.
- Ayrılırdık.
20.4.09
Söz ( Hey )
Enrique Iglesias'ın o büyülü sesinin eşliğinde yeni bir bloga başladım.
Ecem hatırlattı ;
Ben bir söz verdim ve ona göre davranacağım.
Bunu iki gün kadar önce yaptım.
Daha doğrusu yaptık...
Ecem ve ben, Moda'da melankolik bir akşam geçiriyorduk.
Uf.Puf.Üf.Of.
Eşliğinde...
Sahile vardık, kayalardan birini zar zor seçtik ve bowlingden ağrıyan kollarımızı saldık.
Hala melankolik olsak da ,
Müzik açmaya karar verdim ben:
'Hey! - RHCP'
Şarkı bizi uyardı yeniden...
Sonra biz de uyarılmaya başladık...
Güneşten seratoninimizi aldık ,
Aklımıza gelen o aşk acılarını düşündük...
O kadar küçük geldi ki gözümüze
Önümüze bir martı konduğunda;
Etrafına bakınıyordu, tek derdi nereye uçacağını belirlemekti.
Birkaç saniye sonra uçtu.
Yukarı baktık, nasıl o kadar yükselebilir diye...
Biz de yükseldik o an...
Bir şeyler uyandı içimizde...
Garip bir mutluluk...
Uzun bir uykudan uyanmak
ve huzur...
Nirvana bile denebilirdi böylesine, abartmıyorum.
Ecem ne diyor bilmem ama benim hayatımın dönüm noktasıdır o.
Meraktan yolun sonuna kadar gelmişiz
Aşağı bakıyoruz kaç zamandır
Gördüklerimizi birbirimize aktarıyor, hayıflanıyoruz çoğu zaman...
Bazen oraya atmayı düşündük kendimizi hatta...
Uçurum olduğunun farkına varmayıp,
Onlara katılmayı...
Ama o gün fark ettik,
Birkaç adım geri gittik .
Kendi ağacımızın altındaydık,
Bizim ülkemizde...
Bizim mutluluğumuzda...
Kimsede olamayacak bir şey bu,
Aşağıdan bize tırmananlar olacak hatta.
Merak edecekler tıpkı bizim gibi.
Ama bizim bir farkımız var,
Biz misafir kabul ediyoruz.
Açık ve dobra olmaya devam ediyoruz.
Küçük olsak da kalplerimiz geniş...
En azından ben buna inanıyorum...
15.4.09
Ego ( Wet Sand )
6.4.09
William Sheakspeare
4.4.09
Billy Jean.
3.4.09
Kimi istiyorsun?
Özellikle saflıklarını kullanmaları, içten içe ne kadar zeki olduklarının göstergesidir. Yürürken salladıkları kalçaları, ortama görsel bir afrodizyak yayar. Ergen erkek, hormonları gereği bundan çok etkilenir. Davranışlarını değiştirir. Her zaman dibinde olup, o kalçalardan nasibini almak ister. Bu uğurda yapabileceği her şeyi yapıp, gerektiğinde şaklaban olur.
Peki bu ergen erkeğin zararları nelerdir?
İlk olarak, bu temeli oluşturabilecek erkekler, çocuk yaşlardan dengesiz, yalancı, ikiyüzlü ve tabir caizse nabza şerbet veren cinsten olurlar. Bunları tespit edip, arkadaş listenizden seleksiyon yoluyla ayırmanız gerekir. Aksi halde bu potansiyel kalp hırsızının istemli ya da istemsiz yaydığı libidodan siz de nasibinizi alırsınız. Keza kızlar ergenliğe erkeklerden önce girer.
Sonuç olarak, herkes bir Adem ister. Ama bütün Âdemler, güzel kızların çevresindedir, koparamazsınız.
‘O salak kız yüzünden beni sattın Mercan !’
‘Ona bir daha bir şey dersen seni öldürürüm Ayça, ne zaman seninle ilgilensem, bıraktığımda triplere başlıyosun! Çok çocukça davranıyorsun!’
Gibi diyaloglar yaşamayın. Yaşadığınızda küfretmek için çok geç olacak. İçinizden küfretmekse hiçbir işe yaramayacak.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Dipnot: Bu yazı, gerçek yaşamdan kesitler sayesinde yazılmıştır.