20.4.09

Söz ( Hey )



Enrique Iglesias'ın o büyülü sesinin eşliğinde yeni bir bloga başladım.

Ecem hatırlattı ;

Ben bir söz verdim ve ona göre davranacağım.

Bunu iki gün kadar önce yaptım.

Daha doğrusu yaptık...

Ecem ve ben, Moda'da melankolik bir akşam geçiriyorduk.

Uf.Puf.Üf.Of.

Eşliğinde...
Sahile vardık, kayalardan birini zar zor seçtik ve bowlingden ağrıyan kollarımızı saldık.
Hala melankolik olsak da ,
Müzik açmaya karar verdim ben:
'Hey! - RHCP'
Şarkı bizi uyardı yeniden...
Sonra biz de uyarılmaya başladık...
Güneşten seratoninimizi aldık ,
Aklımıza gelen o aşk acılarını düşündük...
O kadar küçük geldi ki gözümüze
Önümüze bir martı konduğunda;
Etrafına bakınıyordu, tek derdi nereye uçacağını belirlemekti.
Birkaç saniye sonra uçtu.
Yukarı baktık, nasıl o kadar yükselebilir diye...
Biz de yükseldik o an...
Bir şeyler uyandı içimizde...
Garip bir mutluluk...
Uzun bir uykudan uyanmak
ve huzur...
Nirvana bile denebilirdi böylesine, abartmıyorum.
Ecem ne diyor bilmem ama benim hayatımın dönüm noktasıdır o.



Meraktan yolun sonuna kadar gelmişiz
Aşağı bakıyoruz kaç zamandır
Gördüklerimizi birbirimize aktarıyor, hayıflanıyoruz çoğu zaman...
Bazen oraya atmayı düşündük kendimizi hatta...
Uçurum olduğunun farkına varmayıp,

Onlara katılmayı...
Ama o gün fark ettik,
Birkaç adım geri gittik .
Kendi ağacımızın altındaydık,
Bizim ülkemizde...
Bizim mutluluğumuzda...
Kimsede olamayacak bir şey bu,
Aşağıdan bize tırmananlar olacak hatta.
Merak edecekler tıpkı bizim gibi.
Ama bizim bir farkımız var,
Biz misafir kabul ediyoruz.
Açık ve dobra olmaya devam ediyoruz.
Küçük olsak da kalplerimiz geniş...
En azından ben buna inanıyorum...


ve sevgili kardeşim,
Seni inan çok seviyorum.
Üzüldüğün anlarda her şeyi unutuyorum ,
Sevinçliyken nasıl kahkaha atıyorsam.
Benim için ne kadar önemli olduğunu kelimelerle anlatamam.
Bunu uzun süredir biliyordum
Ama bildiğimin farkına o gün vardım.
Doğru tercihler yapman ve
Mantığının duygularınla daha fazla çelişmemesi dileğiyle,

İyi ki varsın Ecem...
Hayata dönen kardeşin,
Begüm.

1 yorum:

  1. Bu kadar yıllık hayatım boyunca, çok az söz verdim çünkü genelde sözlerimi tutamam."Söz" denilen şey "söz" adını alınca, bi gereklilik oluyo ve bu, gerçekten beni çıldırıyo çünkü hayatta hiçbirşey gerekli olmamalı bence!
    ama o gün verdiğimiz söz,bu güne kadar inanarak verdiğim tek sözdü gerçekten.Hayatıma aldığım acıların,melankolinin,mutsuzluğun istenirse nasıl görmezden gelinebileceği ve hatta yok edilebileceğini gördüm..
    Benim için bir dönüm noktası diildi evet,senin kadar sabit fikirli olamıyorum çoğu zaman,ama gerçekten çok çok önemliydi..Çünkü o gün değişik bi gündü,karar verme aşamama yardım etti..O kuşa baktığımda, GERÇEKTEN düşündüm ,gerçekten onun gibi olmak ister miyim diye? Gerçekten isterdim, hiç bi derdim olmadan, ne birine bağlılık,ne dünyadaki eğlenceler,mutluluklar..Kimine saçma gelir bu ama bana göre diil,karakterime göre diil..Ben kimseye bağlı yaşamadan,başkalarının hareketleriyle mutlu ya da mutsuz olmıcağım,tamamen tek başıma bi hayat istiyorum..O, bu hayatı sürüyo ve ben de istiyorum.Kimse bana bulaşmadan yaşamak istiyorum..



    Ben de sana olan sevgimi,verdiğim değeri,hayatımda kapladığın yeri kelimelere asla asla sığdıramam ama sen bunu hissedebilirsin.
    Hayata dönmeme gerek yok, çünkü zaten bu aralar yaşadığımı hissediyorum..Senin adına çok mutluyum ve mutsuz olduğunda da mutsuzum bunu bil yeter .

    YanıtlaSil