Okul bitti, benimse bütün arkadaşlarım gibi ciddi bir tatile ihtiyacım var. Yazlık tatili değil de, daha çok gezip yeni yerler görmek, fotoğraflar çekmek, biraz tırmanmak, belki yamaç paraşütü, bilemedin bungee jumping yapmak istiyorum. Pardon, çok mu abarttım?
Tamam, belki biraz abarttım; ama akranlarım ya da şu üniversite sınavının nasıl bir maraton olduğunu bilen okuyucularım ne demek istediğimi anlıyorlardır. Bir şekilde bütün olan biten ne kadar yük varsa üzerimden atmalı ve güzel bir şekilde başlamalıyım koşuya.
Tabii arada aksilikler olacak, takılıp düştüğüm zamanlar, ağır yaralandığım zamanlar olacak; ama hayatımın geri kalanını amacıma ulaşmış bir tatta geçirmenin zevki çok daha başka olacak.
Hayal kurmuyorum, puanlarım belli bir seviyeyi aşamazken eskisi gibi Boğaziçi hayallerim yok, artık bir meslek hayalinin peşindeyim. Herhangi bir mühendislik değil, diş hekimliği değil, tıp değil, tasarımın hayalini kuruyorum. Günümüz favori mesleklerinden endüstriyel tasarımın. Evet, zorlu bir dönem beni bekliyor; ama amacıma hangi okulda olursa olsun (ki bildiğim birkaç özel üniversitenin güzel sanatlar bölümünde bu meslek dalında eğitim veriliyor) ulaşabilirim, bu güzel. Riskleri, nazarı ya da batıl inançların hepsini göze aldım ve hesaba kattım, her şey hayallerimle sabit durumda :)
Hani hiç mi bir şey yapamadım, o zaman gerçekten hüsrana uğrarım tabii, yıkılırım. Ama ne bileyim, belki bir daha şansımı denerim, belki de yazmaya iyice asılır, amatör dergilerde şansımı denerim, belli mi olur.
Endüstriyel tasarım, bence bana biçilmiş kaftan gibi. Hem yaratıcılığımı kullanabileceğim, hem bir şeyler üretebileceğim hem de bunun için bana para verecekleri bir meslek! Gerçekten şaşırıyorum para alacağımı düşündükçe. Hem gönüllü yapacağım, hem de bana para verecekler, hadi canım!
Bu fikir nereden aklıma geldi? Yani bunca zamandır bilgisayar mühendisi olacağım dedim, mimar olacağım dedim ama endüstriyel tasarım bir anda nereden çıktı böyle, hem nasıl emin olabiliyorum? Nasıl emin olduğum konusunda bir şey söyleyemem, fakat nereden çıktığı çok açık: çok sevdiğim ve hayran olduğum ünlülerin ayakkabı, promosyon ürün, albüm kapağı, konser dekorları, ışıkları v.b. tasarlayan yakın arkadaşları! Gerçekten beni çeken şey bu oldu. Örneğin Mika'nın ayakkabı tasarımcısı arkadaşı Christian, yalnızca ayakkabı tasarlıyor olduğu halde hayatından oldukça memnun, Jason Mraz'in tasarımcı arkadaşı Stefan, herkesten çok daha mutlu! Evet, böyle olmak istiyorum.
Mika demişken, geçen hafta Cumartesi, hayatımın en güzel günlerinden biriydi! Hatta sanırım en güzeliydi! Miller Freshtival'a katılmak ve Mika'yı en önden izlemek, gerçek olduğuna inanamıyorum. Bir de üstüne çiçeğimi almış olması ve bana bir kere de olsa o mükemmel şekilde gülmesi, son anda sahneden atılan tacı kapmam... Gerçekten hala inanamıyorum. Pek önemli görünmese de, benim için önemli durumlar anlayacağınız. Mika, ekibi ve sizin için minik, benim için büyük adımlar... :)
İrem, bebeğim sana sesleniyorum (Oha blog bi anda şekil değiştirdi. Parantez içi de pek uzun oldu. Banane ya, özgür blog değil mi istediğimi yaparım oğlum.) Mika senin için bi daha gelecek ve kulis yapacağız onunla, hem de öyle bi kulis ki ben burda açıklayamam ki o derece anla yani dadlukuşum. Zaten içinde kalmasın hiç güzel söylemedi, hiç öyle güzel değildi. Rain'i akustik söyledi, olur mu öyle şey? Sahnede kıçını kaşıdı mesela, çok tatlıydı ama değmezdi yani boşver. Zaten ben ileride sekreter olucam, sekreter olamazsam groupie olurum, hallederiz bi şeyler. Sen canını sıkma. Öptüm canım. (Aa kıza bak blogu messenger, twitter gibi kullanmış demeyin ya, olur öyle.)
Canlarıms, beni özleyin baay.
benim yanıma gönderseler ya annenler seni :D keşfetmedik yer bırakmasak birlikte :D nerede manzara bulmak istersen manzara ordadır zira
YanıtlaSilÖyle tabii, mühim olan niyet, mühim olan güç.
YanıtlaSil