Bugünün benim için anlam ve önemi buydu sanırım.
Bunu yazın yazmıştım.
Öldüğünü öğrendiğim zamanlarda, içimi boşaltmak istediğimde...
This is it...
Seni taşımalarını istedin. Yalnızca bir insan olduğunu fark etmelerini bekledin. Flaşlardan nefret ettin. Beyazlıklar bir müddet kompleks yarattı benliğinde çünkü… Bağırmak istedin, sesin el verdiği kadar… Rahatlamak…
Ailenin küçük parçaları, çocukların… Onları korudun, barışa sahip çıktın, kitlesel mesajlar verdin.
Herkes özel hayatını eleştirdi; ama müziğine laf edebilen olmadı. Herkes seni taklit etse de, kimse senin gibi dans edemedi.
Evet, normal bir hayat değildi yaşadığın. Ekstra ordineydi. Aşkların, beğenilerin, kadınların, çocukların… Hepsi çok özeldi. Ağzından çıkan her bir harf, basılması yeni öğrenilen akorlardı. Kelimelerin arasındaki nefes alışların, ritmi yaratan inleyişlerin, dinlediğimiz şeylerin müzik olduğunu bize anlatmaya yetti. Ama kalıplaşmış övgüler sana yetmezdi. Bu nedenle kendi kendinin sıfatı oldun.
Aşkla besleniyordun, ırkçılığa kesinlikle karşıydın. Onları serbest bıraktın; ama seni yalnız bırakmalarını istemedin hiçbir zaman… Yalnızlığı sevmedin. Peter Pan’din, hep çocuk kaldın. Duyguların arasında çok kolay geçiş yapabildin. Yetmeyeceğini düşündün, uç noktaları severdin. Tabii ki de sanatçısın.
Burnun havada değildi, sadece estetik ameliyatlar biraz yıpratmış, onu kırmıştı; ama sen yine de ayaktaydın. Son konserin olacağını ilan ettiğinde, hayranlarının kalp atışlarını değiştirdin.
Hareketlerini beklediler, kasıklarından tutup da sert hareketlerle dönüşlerini, omuzlarını sallayışını, moonwalk’u hatta…
Bedensel arzuları aşkla harmanlayışın, herkesin anlayışını değiştirdi. Mutlaka bir şarkın, birilerinin hayatına jenerik müziği oldu. Ses tonun, kimi zaman huzur, kimi zaman şevk, kimi zamansa tahrik unsuru oldu. İnsanların kulaklarından gırtlaklarına, oradan da bütün uzuvlarına uzandın.
Sen, kelimenin tam manasıyla mükemmelsin.
Sen, kralsın.
Ölmedin, çünkü hala sesini duyabiliyorum.
Belki de iyi bir şey bu, mükemmel olarak gittin.
Bedeninin yokluğunun bilincinde olsam da, bir yerlerde huzur içinde olduğunu biliyorum.
Hayatta olsaydın, flaşlar seni boğacak, eleştiriler ve alaylar sana farklı krizler geçirtecek, iftiralarsa bayıltacaktı.
Bütün hayranlarının içindesin.
Dualar, iyi dilekler ve gözyaşlarıyla huzura erdin.
Tanrı, bütün günahlarını affetsin.
Ardında böylesine muazzam sesler, ritimler ve tonlar bıraktığın için; birçok insanın hayallerini, dönemindeki genç kızların rüyalarını süslediğin için sana milyonlarca kez teşekkürler.
Huzur içinde kal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder