8.12.09

Mevsimsel.

Eskilerden, geçmişten bir giriş ve
Şimdilerden bir sonuç
(:

Donuyordum.
Yazın ortasında, içimi buz kesiyordu.
Herkes terliyorken ben tir tir titriyordum.
Kesinlikle iyi değildim.
Aklımdaki tek şey, onun giderkenki yüzüydü.
Donuk, soğuk ve sert...
O kadar üşüyordum ki, annemin yumuşucacık ellerinin dokunuşları bile canımı acıtıyordu.
Kimse bana dokunsun istemiyordum.
Zaten bunu hiç istememiştim.
Kimse nasıl dokunacağını bilmiyor,
Hissetmiyor, benim tenimi isteyerek dokunmuyordu bana.
Ne aptalım.
Karşımdaki tatmin olmuş yüzleri, sevgi dolu gözlerle inc
eliyordum.
Beni gerçekten seviyor ve şefkatle okşuyorlarmış gibi...
Oysa tek istedikleri, sevgimden kaynaklanan serbestlikten faydalanmaktı.
Bunu o yaz geceleri boyu düşündüm.
Güneş, günler boyu beni kendime getirebilmek için göğe çıktı, ama ben yine de iyileşemedim.

Bir sonbahar sabahı, içimde daha önce hiç hissetmediğim kadar huzur hissederek uyandım.
İçimdeki kıpırtı, tanımadığım bir şeydi.
Yadırgayarak odamın balkonuna çıktım ve dışarıyı dinledim.
Rüzgar...
O uğultu, önceki gece içimdeki bütün huzursuzluğu almış, uzaklara götürmüştü.
Şimdiyse sonbahar yapraklarını kıpırdatarak bana göz kırpıyordu.
Görüyorum dostum, dedim. Benim için
varsın.
Başka yerlere essen de, beni asla es geçmeyeceksin.
Sen benim için hep olacaksın...
Daima, dünyada özel saydığım en güzel şey olacaksın.

İyileştim.
Bir kışa, gülümseyerek girebildim.
Şimdi o kadar güzel bir şey oluyor ki, adeta diriliyorum.
Yanıyorum.
Mevsimlerden kış olsa da ben, ısınıyorum.
Herkes üşüyor, ama ben sıcağı hissediyorum.
Ufak ufak düşen yağmur damlaları, hafifçe suratıma değiyor.
Serinlik veriyor.
Bütün sinirlerimin gevşediğini,
Damarlarımda akan kelebekler, beni uçuracakmış gibi hissediyorum.
Bağırmak, haykırmak istiyorum.
Her bir kelimenin anlamını en derinde hissediyorum.
Çünkü ben,
Seviyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder